• 05057572733
  • info@icelpsikoloji.com
  • Fatih mah. Gmk bulvarı kurtuluş life no627 kat6 no33 Mezitli/MERSİN

Kişilik Gelişimi

Bireyi diğer bireylerden ayıran, doğuştan getirilen ya da sonradan kazanılan özelliklerin tamamıdır. Bireyi birey yapa özellikleridir. Kişiliğin doğuştan getirilen ve değişmeyen yönü huy olarak isimlendirilirken yaşantı yoluyla edinilen ahlaki yan ise karakter olarak isimlendirilir.

1. Geleneksel Psikoanalitik Kuram (Sigmund Freud)

Sigmund Freud, kişiliği açıklamak için topografik kişilik kuramı ve yapısal kişilik kuramını kullanmıştır. Kişilik gelişimini açıklamak ise psikoseksüel kişilik kuramını kullanmıştır.
1.1. Topografik Kişilik Kuramı: Bilinç sınıflamasıdır. Burada yer alan üç kavram vardır: bilinç, bilinç öncesi, bilin dışı.
1.1.1. Bilinç: Bireyin o anda farkında olduğu şeylerin bulunduğu bölgedir. Bireyin dışarıdan ya da kendinden gelen uyarıcıları farkında olduğu, tanıdığı, algıladığı durumlar bilin (şuur) düzeyindedir.
1.1.2. Bilinç Öncesi: Bireyin o anda farkında olmadığı ancak biraz uğraşarak farkına varabileceği şeylerin bulunduğu bölümdür. Bir başka ifadeyle hatırlanabilen bütün anıların bulunduğu yerdir.
1.1.3. Bilinç Dışı: Bireyin o anda farkında olmadığı ve uğraşsa bile farkına varamayacağı şeylerin bulunduğu bölümdür. Ancak burada yer alanlar uzmanlık gerektiren yöntemlerle bilince çağrılabilir. Uzmanlık gerektiren bu yöntemler; hipnoz, dil sürçmesi, yansıtıcı testler olabilir. İnsan davranışlarına yön veren güçler burada, bilin dışında yer almaktadır. 0 – 6 yaş arasındaki yaşantılar burada yer alır, bunlar travmalarla bastırılmıştır.
1.2. Yapısal Kişilik Kuramı: Freud’a göre kişilik gelişimi; id, ego ve süperego olmak üzere üç bileşenden oluşmaktadır.
1.2.1. İd: Alt benlik ve birincil süreç olarak da adlandırılmaktadır. Bireyler doğumla birlikte ide sahiptir. Haz ilkesini esas alan id, cinsellik ve saldırganlık dürtüleriyle doludur. Ruhsal enerjinin, libidonun, kaynağıdır. Bireylerin en bencil ve ne ilkel yanlarıdır. Adeta bir şeyin hemen olmasını isteyen bir çocuk gibidir.
1.2.2. Ego: Benlik, ikincil süreç olarak da adlandırılmaktadır. Bireylerde altıncı ayda beliren, iki yaşında ise tam olarak ortaya çıkan bir kavramdır. Ego, gerçeklik ilkesiyle çalışır ve arabulucudur. Egonun birinci görevi idden gelen isteklerin gerçekleşmesini sağlamaktır, bu amaç uğruna erteler ve plan yapar. Savunmak mekanizmalarını kullanan egonun karar mekanizması da olduğunu söylemek gerekir.
1.2.3. Süperego: Üst benlik olarak da adlandırılır. Beş, altı yaş aralığında ortaya çıkar. Bireylerin ahlaki yönüdür, mükemmeliyetçidir.
Ego ve süperegonun kendilerine ait bir enerjileri yoktur, enerjilerini idden alırlar.
1.3. Psikoseksüel Gelişim Kuramı: Freud, kişilik gelişimini beş dönemde ele almıştır. Ona göre bir dönemdeki ihtiyaçlar tam olarak karşılanmadığı takdirde o döneme saplantı oluşmaktadır.
1.3.1. Oral Dönem (0 – 1 yaş): Bu dönemde haz ağız ve dudak çevresindedir. Bu dönemde saplantı oluşmaması için bebek vaktinde memeden kesilmelidir. Sevgi duygusuyla alakalı olan bir dönemdir. Eğer dönem sağlıklı şekilde atlatılmaz ise tırnak yeme, parmak emme, gevezelik, oburluk, sigara ya da alkol bağımlılığı, bencillik, aşırı romantiklik gibi saplantılar ortaya çıkabilmektedir.
1.3.2. Anal Dönem (1 – 3 yaş): Bu dönemde haz anüs ve çevresindedir. Tuvalet eğitimi önemlidir aksi takdirde döneme saplantı oluşmaktadır. Dönemin saplantıları; cimrilik, aşırı kuralcılık, inatçılık, titizlik, savurganlık, dağınıklık, çalma hastalığı obsesif bozukluklardır.
1.3.3. Fallik Dönem (3 – 6 yaş): Haz genital bölgede toplanır. Cinsel gelişim açısından kritik dönemdir, bu dönemde çocuk mastürbasyonları görülebilmektedir. Ahlaki değerlerin fark edildiği bu dönemde cinsel kimlik kazanılmaktadır.
Oedipal çatışmalar bu dönemde yer alır. Erkek çocukların annesine aşık olması “oedipus”, kız çocukların babasına aşık olması ise “elektra” olarak adlandırılır. Bu dönemde annesine aşık olan erkek çocuklarında cinsel organını kaybetme korkusu bulunur. Bu korkunun adı da “iğdişlik” olarak adlandırılır.
Fallik dönemin saplantıları; cinsel sorunlar, hastalık hastalığı, fanatiklik, aşırı kadınlık ve aşırı erkekliktir.
1.3.4. Gizil / Latent Dönem (6 – 12 yaş): Cinsel dürtülerde durgunluk söz konusudur. Çocuk kendini tamamen oyuna vermektedir. Cinsiyete dayalı kutuplaşma ile birlikte sosyal roller öğrenilmektedir. Cinsel konularda tepkisel olan çocuk bu dönemi tam olarak atlatamazsa oluşabilecek saplantılar; stres, içe kapanıklık, özgüvensizliktir.
1.3.5. Genital Dönem (12 – 18 yaş): Bu dönem fırtınalı bir dönemdir. Cinsel dürtü tekrar ortaya çıkmaktadır, yetişkin cinselliği vardır. Karşıt cinsle birliktelik vardır. Dönemin saplantısı önceki dönem saplantılarına çözüm aramaktır. Bu dönemde de çözülemeyen saplantı, hayatın sonuna kadar devam eder.

2. Psikososyal Gelişim Kuramı

Erik Erikson’un psikososyal gelişim kuramı sekiz dönemden oluşmaktadır.
2.1. Temel Güvene Karşı Güvensizlik: Bebekte güven duygusu için süreklilik, tutarlılık ve aynılık gerekmektedir. Bu gereklilik sağlandığı takdirde bebek bakımını yapan kişilere karşı güven duymaktadır. Bebekte 0 – 1,5 yaş aralığında temel güven duygusu bu şekilde oluşmaktadır. Bu dönemdeki aşırı bakım uygulamaları duyusal uyumsuzluklara sebep olmaktadır ve böylece aşırı güven duygusu ortaya çıkmaktadır.
2.2. Özerkliğe Karşı Kuşku ve Utanç: 1,5 – 3 yaş aralığını kapsayan bu dönemde çocuğa yapabileceği sorumluluklar verilmelidir. Onun adına yağabileceği eylemleri yapmak yerine onun yardımını almak ve ona izin vermek gerekmektedir. Bu dönemde aşırı korumacı olan aileler dış denetimli ve bağımlı çocuk yetiştirmektedir.
2.3. Girişimciliğe Karşı Suçluluk: 3 – 6 yaş arasını kapsayan bu dönemde aşırı meraklıdır ve geniş bir hayal gücüne sahiptir. Çok fazla soru yöneltir, ebeveynlerinin sorularına tek tek yanıt vermesi gerekmektedir. Sorularına karşı olumsuz tepki alan çocuk soru sormanın yanlış bir durum olduğu düşüncesine kapılmaktadır. Çocuğun hayallerini eyleme dökebileceği özgür bir ortam oluşturulması gerekmektedir.
2.4. Başarıya Karşı Aşağılık: 6 – 12 yaş arasındaki bu dönem, okul hayatının yer aldığı dönemdir. Bu dönemde ebeveynler çocuklarını başka çocuklarla kıyas etmemeli, eksiklikleri ön plana çıkarmamalıdır. Bunlar yapıldığı takdirde çocukta aşağılık ve yetersizlik duygusu oluşmaktadır.
2.5. Kimliğe Karşı Kimlik Karmaşası: 12 – 18 yaş arasındaki bu dönemde mesleki roller, toplumsal roller, cinsiyet rolleri keşfedilmeye başlanmıştır. Bu arayış bazı kimlik statüleriyle sonuçlanabilmektedir. Erikson’a göre bu kimlik statüleri şu şekildedir; başarılı, moratoryum, kimlik karmaşası, gölgelenmiş, ipotekli, dağınık ve zıt.
2.5.1. Başarılı Kimlik: Bireyde bir kimlik arayışı vardır ve birey kendi istediği kimliğe bağlanmıştır. Başarılı kimlik statüsüne sahip kişiler, ergenlik dönemlerinde ebeveynleriyle daha sık çatışmalar yaşamaktadır.
2.5.2. Moratoryum Kimlik: Ertelenmiş ya da askıya alınmış kimlik olarak da bilinmektedir. Bireyde bir kimlik arayışı vardır fakat kararsızlıktan dolayı bir kimliğe bağlanılmamıştır. Kararsızlık durumundan kurtulmak için de daha sonra karar vermek için ertelenme yapılmaktadır.
2.5.3. Kimlik Karmaşası: Bireyde bir kimlik arayışı vardır fakat kararsızlıktan dolayı herhangi bir kimliğe bağlanılmaz. Kararsızlık hali devam etmektedir.
2.5.4. Gölgelenmiş Kimlik: Bireyde bir kimlik arayışı vardır, birey bir kimliğe bağlanmıştır fakat bu kimlik kendi istediği değil, çevrenin isteğidir.
2.5.5. İpotekli Kimlik: Bireyde bir kimlik arayışı yoktur fakat birey bir kimliğe bağlanmıştır. Bu kimlik çevrenin birey için seçtiği kimliktir, birey bunu sorgulamadan kabul etmiştir.
2.5.6. Dağınık Kimlik: Bireyde bir kimlik arayışı yoktur, herhangi bir kimliğe bağlanma yoktur. Birey, nereden eserse oraya savrulur.
2.5.7. Zıt / Ters Kimlik: Birey çevrenin beklentisinin tam tersi bir karakter haline gelmektedir. Daha çok baskıcı ebeveynlerin çocuklarında bu kimlik tipi görünmektedir.
2.6. Yakınlığa Karşı Yalıtılmışlık: Birey, çevresindeki kişilerle yakın ilişkiler kurmaya, dostluk ve sevgi ilişkilerine girmeye ve sorumluluk almaya hazır hale gelmiştir. Ergenlik dönemine göre iletişimi güçlü olan birey eş seçimi, iş seçimi, dostluklar gibi ilişkiler içinde yer almaktadır.
2.7. Üretkenliğe Karşı Durgunluk: 30 – 60 yaş arasındaki bu dönemde, üretkenlik yahut durgunluk söz konusudur. Üretken birey, duyarlı ve ilgilidir. Birey, dünyanın kendisinden sonra da devam edeceğini bilir ve bunun için çaba harcar. Durgun bireyse ilgisiz, duyarsız, bencil ve çıkar odaklıdır.
2.8. Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk: 60 yaş sonrasındaki bu dönemde hayatın ve geçmişin muhasebesi yapılmaktadır. Eğer birey bu muhasebe sonucunda “her şeye rağmen güzel bir ömür” hissine sahipse benlik bütünlüğü söz konusudur. Sevdikleriyle birlikte ölümü kabullenme vardır. Fakat birey bu muhasebe sonucunda “âh âh keşke” diye hayıflanmaktaysa umutsuzluk söz konusudur ve ölümün kabulü zordur.
 

Kategoriler
Benzer Yazılar
Özgüven Testi Nasıl Yapılır

Özgüven Testi Nasıl Yapılır Öz güven kişinin kendi becerilerine..

Evlilik Öncesi MMPİ Testi

Evlenmeden önce, özellikle de uzun vadeli bir ilişkiyi evliliğe dönüşt..

Depresyonun Psikoterapisin'de Dört Model

Biyolojik Modele Göre Depresyon Depresyonun genetik olduğunu göster..

Yorumlar
disqus code
İletişime Geç